
S Pedagog Sonnur KÜKÜRT
İstanbul Üniversitesi Pedagoji Bölümünden mezun oldum.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Çapa Çocuk Psikiyatri Kliniği, Türk Spastik Çocuklar Derneği, Otistik Çocuklar Derneği, Kırmızı Balık Çocukevi ve kendi mezun olduğum lise olan Maltepe Lisesinde stajlarımı yaptım.
Özel Küçükbahçe Çocukevinde Zihinsel engelli ve otistik Çocuklarla 4 yıl çalıştıktan sonra Bakırköy’ de Gelişim adıyla ilk Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezini kurdum. Daha sonra Süper Gelişim Çocuk Yuvası ve Kardeşim Çocukevi kurucusu, aynı zamada sorumlu müdür şeklinde kariyerime devam ettim. Halen “Pedason” Psiko-pedagojik Merkezde çocuklara, ailelere, öğretmenlere, rehberlere ve mesleğimizle ilgili alanlarda okuyan öğrencilere danışmanlık yapıyorum. Mesleğimle ilgili sayısız seminer, sempozyum ve kongrelere katıldım. Kendim de Çınar Kolejinde “Ev hanımlarının Sorunları- çocuk bakımı”, Balkan Hastanesinde ” Çocuk Psikolojisi ve eğitimi”, Vatan Hastanesinde “Çocuk Gelişimi ve Gelişim Testleri”
Alman Hastanesinde “Anne-baba eğitimi” konulu konferanslar verdim. TVde Ümit Usta’ nın Mutfağı programına konuk olarak “karne günü ve yaz okulları”, “23 Nisan çocuk programı”, NTVde ise “okul başarısızlığında ailenin tepkisi ve karne günü yaşanan travmalar” gibi konularda söyleşilerim oldu. Ankara Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite ve Özel Öğrenme Güçlüğü Derneği tarafından düzenlenen “Eğitmenlerin Eğitimi” konulu üç aşamalı programı tamamladım. Marmara Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Yüksek Lisans Öğrencilerinin Çapa’da aldığı “Öğrenme Bozukluğu” derslerine bir eğitim yılı boyunca dışarıdan katıldım.
Disleksi / Legasteni tanısı genellikle okul çağındaki çocuklara konabileceğinden biz pedagoglar bazen eğitimsel sağaltımda güçlüklerle karşılaşabiliyoruz. Özellikle altı yaş öncesi öğrenmesi beklenen kavramlara geri dönmek zorunda kaldığımızda ise çocukta dirençle karşılaştığımızı paylaşmak isterim. Okul ve aile çocuktan iki satır arasında, düzgün, okunaklı üstelik el yazısı kurallarına uygun yazı yazmasını beklerken, anaokulu öyküsüne baktığımızda bir labirentin çıkış yolunu çizemediğini, noktaları birleştirme, bir şeklin içini sınırlı boyama gibi etkinliklerde sabır gösteremediğini, kalem kontrolü, kağıt katlama, yırtma, yapıştırma, makas kullanma gibi etkinliklerde ise yardım aldığını öğreniyoruz. Yine çocuktan problem çözmesi beklenirken onun henüz uzaklık, ağırlık, zaman, boyut, sayı, şekil gibi kavramlarla boğuştuğunu fark ediyoruz ne yazık ki. Öyleyse bütün bu el becerileri, dil gelişimi, sosyal ve zihinsel gelişimin şekillendiği sihirli yaşlara dikkat çekmek biz uzmanlara düşüyor. Bu bağlamda bakıldığında da “ 7 çok geç” sloganı bir kez daha doğruluğunu kanıtlıyor…
Benim görüşüm okulöncesi dönemde sıkıntıları olan çocuk profesyonel bir destek aldığında bir çok şeyi aşmış olarak okula başlama şansı bulabilir. En azından sınıf arkadaşları okuma- yazma aşamasındayken, disleksi riski taşıyan çocuğumuz, geçmişteki hesapları kapatmakla uğraşmasın istiyorum.
Bazen de anaokulu öğretmenlerinin isteği üzerine yaptırılan Okul Olgunluğu Testinde başarısız olunup bir sonraki seneye okula başlayanlara bile rastlıyoruz. Oysa ki aynı konulara dikkat çekilmezse boşuna bir yıl kaybetmiş ama onun yerine hiçbir şey kazanmamış olarak hatta kırıklıklarla dolu bir okul yaşamı başlamış oluyor. Çünkü öğrenme sürecindeki algı, dikkat gibi sorunlar pedagojik destek alınmadığında, takvim yaşına veya zeka yaşına bağlı olarak düzelmenin aksine, her geçen yıl katlanarak karşımıza çıkarlar. Bir çok davranım bozukluğu ve travmatik süreçler de bu tabloya eklenince işimiz iyice zorlaşır.
Üniversiteye de gitse kitapla barışık olmadığından şikayet eden danışanlarımızı anlamak hiç de zor değil bizim için ama neden bu kadar gecikilmiş olsun ki!
İşte bu nedenle anaokulu öğretmenleri için, ileride disleksi/ legasteni problemleri yaşayabilecek çocukları erken teşhis etmemize yardımcı olabilecek küçük bir tarama listesi hazırladım.
Yalnız unutulmamalıdır ki her çocukta bütün bu belirtiler aynı sıklıkta görülmeyebilir. Davranışların ise patolojik olup olmadığını belirlemek için mutlaka pedagoğa danışılmalıdır.
Dil Gelişimi Alanı İle İlgili Belirtiler
- Konuşmada gecikme gözlenir
- Kelime hazineleri yaşıtlarına oranla daha sınırlıdır
- Kendisini ifade etmekte zorlanabilir
- Kendisinin yarattığı kelime kreasyonları vardır
- Sözcükleri seslendirirken bazen harfleri, bazen de heceleri yer değiştirebilir
- Hikaye dinleme ve anlatma etkinliğinde sıkılabilir
- Uzun sözcükleri telaffuz ederken zorlanır
- Sözcüklere uygun kafiye bulamaz
- Bilmece, şiir, tekerleme, fıkra ezberlemekte zorlanır
Sosyal- Duygusal Gelişim Alanı İle İlgili Belirtiler
- Özbakım becerilerinde yardım ister
- Yaşıtlarıyla sosyal ilişki kurma ve sürdürmede güçlük çeker
- Duygu durumlarında dalgalanmalar olur; bir gün neşeli iken bir gün üzgün görünebilir
- Alınganlıklar gösterebilir, şakayı anlama ve alay edilme ile başa çıkmada zorlanabilir
- Aceleci ve sabırsız halleri dikkat çekicidir
Psikomotor Gelişim Alanı İle İlgili Belirtiler
- Yaşıtlarına göre geç yürür
- Emekleme dönemi kısadır, bazıları hiç emeklemeden kalkar yürür
- Koşma, zıplama, adımlama, kurallı grup oyunları ve denge aletlerini kullanmada pasif kalır
- İp atlama, top oyunları ve bisiklete binmeyi öğrenmede güçlük çeker
- Çatal, bıçak, makas ve kalem kullanmadaki kontrolü zayıftır
- Düğme ilikleme, bağcık bağlama, geometrik şekilleri kopya etme ve insan resmi çiziminde zorlanır
- Beden şeması ve mekan algısı yardıma gereksinim duydukları alanların başında gelir
Bilişsel Gelişim Alanı İle İlgili Belirtiler
- Renk, şekil, sayı gibi kavramlarda sınırlılık görülür
- Karşıt kavramları karıştırabilir
- Zaman kavramını algılamakta zorluk çeker
- Yer bildiren deyimleri, yönleri, sağ-sol kavramlarını karıştırır
- Görsel- işitsel algı ile ilgili sıkıntıları vardır
- Görsel- işitsel dikkat ve hafıza zorlukları yaşar
- Birden fazla yönerge verildiğinde sırasıyla yerine getiremez, birini yapsa diğerini unutabilir
- Neden- sonuç ilişkisi sorgulayan etkinliklerden kaçınır
Tüm bu geliştirilmesi gereken alanların yanında dikkatimizi çeken yönleri de vurgulamam gerekir. Son derece yaratıcı, hızlı düşünen, kendilerine özgü pratik çözümler üreten, hayalgücü ve zihinsel performansları yüksek çok özel armağanlardır onlar bizlere. Onlardan öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.
Peki Disleksi riski olan çocukların nelere ihtiyacı var? Okul öncesi dönemde ses farkındalığı ile beden ve mekan algısını oturtabildiğimizde başarı kaçınılmazdır diye düşünüyorum. Çocuk okul hayatı boyunca disleksi ya da diskalkuli ile nasıl başa çıkacağını öğrenir. Asla kafası karışmaz, kendini yetersiz hissetmez. Ayrıca farkındalığa, motivasyona, diğerlerinden fazla zamana, empatiye, kabul görmeye ve yeteneklerinin keşfedilmesine ihtiyaçları var. “Ben önemliyim, öğretmenim bana ilgi duyuyor, beni önemsiyor, iyi ki varım” diyebilmeye ihtiyacı var.
Bizler artık biliyoruz ki Legasteni zayıflık, engel, kusur ya da hastalık değildir. Toplumda bu konu ile ilgili önyargıları değiştirecek yine bu çocukların kendisi olacaktır. Örneğin Elton John, Agahta Christie, Leonardo da Vinci, Picasso, Walt Disney, Einstein gibi bir çok ünlü bunu ispatlamıyor mu?
Değerli öğretmenler siz bu minik dahileri keşfedin, cesaret verin ve gerisini onlara bırakın.
Rehberlik servisi çocuğun öğrenme stili belirliyor, görsel mi, işitsel mi öğrenmeye açık ona göre öğrenme stratejileri uygulamaları için öğretmenini uyarıyor. Ayrıca duygusal sorunlarını saptayan, kişilik özellikleri, sosyal ilişkilerini belirleyen, aile tutum ve davranışlarını sergileyen tarama ölçekleri uyguluyor. Tıpkı puzle parçalarını birleştirir gibi çocuğun haritası yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Ailesi ve öğretmeni çocuğu ne kadar doğru tanırsa o oranda anlar, sever, istenmeyen davranışları tolere edebilir.
Dikkat eksikliği bazen beraberinde hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, öğrenme bozukluğu gibi sendromlarla iç içe geçmiş olabilir. Mutlaka doktoru ile görüşüp sorunun kaynağını öğrenmek zaman kaybetmemizi önler. Ayrıca hangi alanda dikkat sorunu yaşıyor, tespit edilmesi bize düşüyor. Görsel hafızası çok yüksek olan bireyin işitsel algıları yaşıtlarına oranla beklenen seviyede gelişmemişse, örneğin dersi dinleme sabrı gösteremeyecektir. Veya duyduklarını kısa sürede unutacaktır. Genel zihinsel süreçlerini değerlendirmek amacıyla yapılan ölçümler var. Çocuğun iyi olduğu alanlarla geliştirmesi gereken alanların belirlenmesi de işimizi kolaylaştırır.
Aile neler yapabilir onlara da rehberlik etmek gerekiyor en çok. Bir kere düzene, sadeliğe çok ihtiyaçları var. Odası, masası, çantası düzenli olmalı. Başlangıçta bunu çocuktan beklemeyin, kızmayın. Gerçekten bu konuda yardıma ihtiyacı var şeklinde düşünün. Göstermeniz, söylemeniz işe yarayamayabilir, yine de sabırla örnek olmayı sürdürün. Günlük ve haftalık programları birlikte hazırlayın, yazın ve asın. Akıl defteri uygulayın. O gün yapılacak işleri, dersleri, ödevleri programdan geçirin. Uyguladıklarını çizin, unutulanları bir gün sonraki listeye yeniden ekleyin.
Konsantrasyon sağlamak için aslında en etkili yöntem çocuğu spora yönlendirmektir. İster yüzme, basketbol gibi salon sporları, isterse ip atlama, top oynama, yürüyüş, koşu gibi bireysel egzersizler için ortam yaratılmalıdır. Sportif faaliyetler enerjinin fazlasını kullanmayı, dikkati bir noktada yoğunlaştırmayı, hormonların ve beyin hücrelerinin uyarılmasını sağlar. Ayrıca nefes egzersizleri de çok önemli. Tıpkı bir meditasyon yapar gibi tüm dikkati nefese odaklamayı öğrenmesi gerekir. Bol övgü, yetenekleri oldukları alanda cesaret vermek motivasyonlarını artırır.
Oysa zihinsel süreçlerin en hızlı geliştiği bu dönemde çocuk yaratıcı faaliyetlere ihtiyaç duyar. Bedensel, sosyal ve duygusal gelişimine katkıda bulunacak zemin arar. Anne ya da evde çocuğun bakımından sorumlu olan kişi, ev işlerinden biraz zaman ayırıp, çocuğun oyun zamanlarını planlamalıdır. Tıpkı beslenme, uyku gibi diğer ihtiyaçları arasında oyun da önceliğini korumalıdır.
Bu oyunlara örnek oluşturabilecek en güzel oyun evciliktir. Çocuk oyunda içinde bulunduğu durumu kurgular ya da olmak istediği role bürünür. İç gerilimi azalırken, hayalgücü artar. Kelime hazinesinin artması ve konuşmasının daha akıcı hale gelmesi için resimli hikayelerden okunması ve anlattırılması önemlidir. Ayrıca kelimelerin hangi sesle başladığına dikkat çekmek, belli bir ses verip onunla başlayan isim, renk, meyve, hayvan, çiçek, etrafında bulunan bir eşya bulması gibi bir oyuna dönüştürülebilir.
Ritm duygusunun gelişmesi için basit müzik aletleri oluşturabilirsiniz. Kısa sözlü, hareketli şarkılar ezberletebilirsiniz. Mutfak faaliyetlerine yardımcı olmasına izin verin ki siz meşgulken sıkılmasın. Kalem tutmayı ve kontrol etmeyi öğrenmesi açısından boya kitapları işe yarayabilir. Fakat en önemlisi çocuğun kendi yaptığı resmi, istediği renge özgürce boyamasıdır. Kağıt katlama, kesme, yapıştırma gibi etkinlikler kış günleri için imdadınıza yetişebilir. Odasına asacağınız küçük bir panoda bu eserleri sergilerseniz motivasyonunu da arttımış olursunuz.
Bazen sizler de çocukluğunuza dönmek isterseniz körebe, köşe kapmaca, ebecilik, beştaş gibi mekan algısını güçlendiren geleneksel oyunları çocuğunuza öğretebilir, birlikte hoşça zaman geçirebilirsiniz.
Daha çok bebeklik dönemini kapsayan 0-2 yaş dönemi kreş seçiminde, aileleri zorlu bir dönem bekliyor. Hangi kreşi, hangi özelliğinden ötürü seçmek gerektiğine dair önemli bilgiler veren Pedagog Sonnur Kükürt, dikkat edilecek hususları sıraladı.
- Çocuğunuz yuvaya giderken içinizin rahat ve huzurlu olmasını istiyorsanız o kurumu seçerken açıkçası biraz şüpheci davranmanız gerekiyor. Çünkü kurumun gerçek yüzü web sitesinde ya da broşüründe yazılanlarla örtüşmeyebilir.
- Kayıttan önce veli adayı olarak gittiğiniz günlerde kurumun sahibini ve diğer çalışanları tanımaya çalışın. Uzmanlık alanlarını ve deneyimlerini öğrenin. Çocuk eğitimi ve bakımında sizinle aynı görüşlere sahip olup olmadıklarını sorgulamak açısından değişik konularda fikirlerini sorun.
- Uyku, yemek, tuvalet gibi alışkanlıkları kazandırırken nasıl bir yöntem izliyorlar acaba bu çok önemli. Sadece sizin çocuğunuza değil diğer çocuklara da olan yaklaşımlarına bakın. Sevgi ve şefkat önceliğiniz olurken kullandıkları beden dilini de gözden kaçırmayın.
- Odaların temiz, havadar, ısı ve ışık yönünden kontrollerini yaparken etrafta kül tablası ya da sigara kokusu olup olmadığına bakıp asla sigara içilmemiş olmasına dikkat etmelisiniz.
- Günlük program ile yemek listesini aldıktan sonra bunlara uyulup uyulmadığına bakınız. Gelişim testleri ile takiplerini yapan uzman, periyodik kontrollerini yapan doktor ve kurumda görevli hemşire var mı?
- Geniş ve güvenli bir bahçesi var mı, çocuklar temiz havaya çıkarılıyor mu? Çocukların sağlık ve güvenliği açısından tehlikeli oyuncak, materyal ya da mobilya gözünüze çarpıyor mu?
Başka bir önemli konu da kurumun Bakanlık tarafından onaylı ruhsatı duvarda asılı mı? Mutlaka görüp inceleyin. Bu belgede kurumun kapasitesi, kaç gruptan oluştuğu, kurucusu ve sorumlu müdürün kim olduğu gibi bilgiler yazılıdır. Size anlatılanlarla çelişmiyorsa ve içinize sinmeyen bir durum yoksa kaydınızı gönül rahatlığı ile yaptırabilirsiniz. Tabii ara sıra denetimlere gideceğiniz koşulu ile…
- Sıklıkla b-d, b-p, m-n, z-s, d-t, f-v, ğ-g ve noktalı harfleri birbiri ile karıştırabilir. Sayıları ters veya dönmüş olarak (3-E, 6-9, 4-7, 2-5, 10-01 gibi) algılayıp yazabilir.
- Sayıları aşağıdan yukarıya tersten, sıfırları saat yönünde çizer.
- Kalemi uygun pozisyonda tutamadığı gibi kalem kontrolü de zayıftır.
- Yazıları dağınık ve okunaksızdır, defterleri düzensizdir.
- Bazı harf ve heceleri ya atlar ya da ekler.
- Heceyi ya da sözcüğü ters yazar. (koş-şok, atkı-takı gibi)
- İmla kuralları ve noktalama işaretlerine uymaz.
- Yazılı sınavlarda başarı düzeyleri düşüktür.
- Yaşıtlarına oranla daha yavaş yazar, tahtaya bakarak yazıları deftere geçirirken ya da öğretmenin söylediklerini yazarken sınıfa ayak uyduramaz.
Bu listeye benzer bir çok sorun eklenebilir. Bunları okuduktan sonra,
Sevgili öğretmenler, tehlike çanları kimler için çalıyor?
Değerli anne babalar, Çocuğumuz acaba yazı yazma güçlüğü yaşıyor mu?
Aşağıda sizler için sunduğum bazı önerilerimi uygulamadan önce tanının mutlaka uzman tarafından konmasını, gerekli değerlendirmelerden sonra çocuğun bazı psikolojik travmalardan kurtulması için terapiye yönlendirilmesi, ondan sonra özel eğitime alınmasını salık veririm. Aksi halde yeni travmalar yüklenilmesi çocuk ve çocuğu ilgilendiren herkes için kaçınılmaz olur.
Psiko-Pedagojik Yaklaşım ve Eğitsel Tedavi
Yazı çalışmalarının günde en fazla 15 dakika ama her gün düzenli olarak yapılması gerekir. Sorun doğru yazmayı öğrenmekle de bitmez. Yeni bilginin unutulması sizi bekleyen kaçınılmaz sondur. Bunu önlemenin yolu yazı çalışmalarınızı 7 kez ve farklı tekniklerle tekrar etmelisiniz ki uzun süreli hafızaya kaydedilmesini sağlayabilmelisiniz.
Yazıdan önce mutlaka beden egzersizleriyle sağını solunu kavramasını sağlayın. Düz bir çizgide yürümesi, engellerin arasından geçmesi, denge hareketleri ve labirentler çizmesi bizim için anlamlıdır. Çocuğunuz yazı yazmayı reddediyorsa mümkünse kağıt kalem kullanmadan yazı etkinlikleri yaratın.
Örneğin bilgisayarda yazı yazmak daha çok hoşlarına gidiyor. Ya da parmağınla havada yaz, tahtada yaz, kumda yaz, kartona her harfi başka bir renkle yaz, ayna karşısında yaz, gözü kapalı yaz, ters elinle yaz, parmak boya kullan, harfleri değişik şekillerde süsle, grafiti denemeye ne dersin ya da Scrabble taşlarıyla yazalım gibi eğlenceli seçenekler sunarsanız çok fazla dirençle karşılaşmayabilirsiniz.
Ne zaman masadan kaçmadan hevesle sizin yönergelerinizi bekler hale gelince o zaman çalışmalara çizgili defter ve kurşun kalem kullanarak başlayabilir ve örneğe bakarak yazmasını isteyebilirsiniz. Eğer harfleri sırayla yazmakta zorlanmazsa, harf, hece ya da satır atlamazsa, dikte çalışmalarına geçebilirsiniz.
Yani duyarak yazması ama takıldığı her kelimede kopya etmesi, en sonunda da bakmadan sadece söylediklerinizi yazmasını isteyin. Lütfen her sesi üzerine basarak vurgulayın. Noktalama işaretleri ve noktalı harfleri karıştırması konusunda da farkındalık yaratmayı ihmal etmeyin.
Muhtemelen yanlışları çıkacaktır. Yaklaşık on satırlık bir dikte çalışmasında kaç tane hata olduğunu not edin. Sonra birlikte bunları yazı üzerinde düzeltin. Asla sildirip aynı yazıyı tekrar yazdırmayın. Hata sayısı azaldıkça sonuçları onunla paylaşın. Takıldığı ses ya da kelimeyi yaklaşık 5 gün başka cümleler içinde kullanıp pekişmesini sağlayın.
Bizler yaptığımız çalışmaları bir ay sonra küçük bir değerlendirmeyle hafızada kalıcılığını kontrol ediyoruz. Emeklerin boşa gitmediğini görmek ise büyük mutluluk.
Okulda Akademik Ayrıcalık ve Destek
- Yazılı sınavdan çok sözlü anlatıma ve çoktan seçmeli test yöntemine ağırlık vermek,
- Not tutmasına, ödevlerini not etmesine yardım etmek ya da ders notlarını fotokopi çekmesine izin vermek,
- Matematik problemlerini deftere yeniden yazdırmamak,
- Sonucu yanlış yaptığında çözümü bir de kendisine sormak, doğru çözüp sayıları ters yazmışsa değerlendirmeyi bir daha düşünmek,
- Yazılı ödevlerde satır sayısını mümkün olduğunca azaltmak,
- Sınavlarda ek süre hakkını yeniden geri vermek gerekir diye düşünüyorum.
4,5 yasindaki kizim halen kakasini ayakta iken beze yapiyor.oturarark kaka yapamiyor. ayakta daha kolay yaptigina inaniyor. nasil cozebiliriz
Ben esimden ayriliyorum ve ailemle yasamaya basladim bu durumu 3 yasinda ki kizimin rahat atlatmasini istiyorum.bana yardimci olurmusunuz?