İlkokula Yeni Başlayan Çocuklar Artık Elyazısı Yazmayacak


Milli Eğitim Bakanlığı 2018-2019 eğitim öğretim yılından itibaren, ilkokul birinci sınıf öğrencilerine “güzel yazı” eğitimi verilmeyeceğini açıkladı. Okula yeni başlayan çocuklar “güzel yazı” dersini birinci sınıfta değil, 3.sınıfta alacak.
MEB internet sitesinde yapılan açıklamada, ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin dik temel harflerle yazmaya başlayacağı açıklandı. Çocuklar üçüncü sınıftan itibaren haftalık 8 saat olan Türkçe derslerinin içinde 2 saat güzel yazı dersi alacak.
Türkçe dersleri için yaklaşık 8 bin görüş alan MEB, 6 bine yakın görüşün yazı biçimi öğretimine dair olduğunu açıkladı. Bitişik el yazısının ilkokul birinci sınıflarda uygulanmamasını talep edenlerin oranı ise %99,3 olarak açıklandı.
2004-2005 eğitim öğretim döneminde 196 pilot okulda başlatılan bitişik el yazısıyla öğretim, bir yıllık pilot çalışmanın ardından Türkiye genelindeki okullarda uygulanmaya başlamıştı.
Hafıza Geliştirme ve Güçlendirme Teknikleri


1-Hayal Etme/Canlandırma ile Hafızayı Geliştirme Yolları
İnsanın en kolay depolayabileceği bilgi görsel bilgidir. Bir sokağın ismini aklınızda tutmakta zorlanırsınız ama sokağın görüntüsünü kolay kolay unutmazsınız. Bizzat gözlemlemediğiniz konuları başkasından dinliyor veya bir yerden okuyorsanız, kafanızda canlandırma yöntemine giderek hafızanızda kalıcı olmasını sağlayabilirsiniz. Çocuklarınıza bir şeyler öğretmek istediğinizde onu hikayeleştirip kafasında canlandırmasını sağlayın. Bu yöntem, öğrenmeyi kolaylaştırdığı için eğitim kurumlarında sıklıkla uygulanmaktadır.
Bu makaleyi okurken elinizi ekranın içine sokup istediğiniz cümleleri alıp cebinize koyma imkanınız olsa hangi cümleleri arşivlerdiniz? Bence, bu son cümleyi avucunuza alır; başka bir yerde kullanmak için cebinize koyardınız.
Yukarıdaki turuncu renkli cümleleri okurken gerçekten bir an elinizi ekrana sokup harfleri, kelimeleri, cümleleri topladığınızı hayal ettiniz mi? Eğer böyle bir hayal kurduysanız bundan sonra hafıza teknikleri konusu açıldığında bu makaleyi hatırlayacak olmanız muhtemeldir.
2-Uyku ve Beslenme Alışkanlıklarını Düzene Sokarak Etkin Hafıza Kullanma Teknikleri
Uyku, sadece hafızayı güçlendirmek için değil; bünyenin her türlü ihtiyacına sağlıklı cevap verebilmek için oldukça önemlidir. Peki, nasıl bir uykudan bahsediyoruz? Kesintisiz ve kaliteli gece uykuları, hem çocuklar, hem de yetişkinler için hafızayı geliştirme yollarından biridir. Uyku, dikkat ve konsantrasyonu da etkilediği için hafızaya doğrudan etki eder çünkü dikkat, uzun süreli hafızaya alma işleminin ilk adımıdır. Dikkatimizi vermediğimizde öğretmenin anlattıklarını hafızamıza alamayız. Dikkatimizi vermediğimiz bir manzaranın detaylarını asla göremeyiz. Dolayısıyla, detayları hatırlamamız imkansızdır. Bu yüzden dikkatli olmak hafızayı etkin kullanmak için olmazsa olmaz. Güne zinde ve dikkatli başlamak için de kaliteli uyku şart!
Hafıza Geliştiren Yiyecekler Nelerdir?
Hafıza geliştirme yolları arasında besinler de önemli bir başlıktır. Hafızayı geliştiren besinlerden bazıları: Ceviz, limon, havuç, süt ürünleri, nar, balık, yumurta, tam tahıllar…
3-Egzersiz Yaparak Hafıza Geliştirme
Hafıza oyunları oynamak, iyi bir egzersiz yöntemidir. Aşağıdaki örnek oyunları inceleyin. Bu tür bilimsel oyunlarla uzamsal bellek, kısa süreli bellek, görsel bellek, işitsel bellek becerilerinizi geliştirebilirsiniz.
4-Gruplandırma Veya İlişkilendirme Yaparak Hafızayı Güçlendirme Teknikleri
Bir olayın sıralamasını veya bir işin yerine getirilme şeklini sonradan hatırlayabileceğimiz şekilde, mevcut bildiklerimizle benzerlik kurarak hafızaya alma yöntemine ilişkilendirme denir. 62’den tavşan yapmak gibi düşünebilirsiniz. Eşyaları, rakamları, kelimeleri, kokuları başka kavramlarla eşleştirin. İyi bir öğrenme ve eğitim yöntemi olan ilişkilendirme, çocukların da oldukça ilgisini çekmektedir.
Birbirinden farklı olay veya nesneleri uzun süreli hafızaya alabilmek için gruplandırma tekniğini de kullanabiliriz. Örnek: Otomobil, tencere, teker, kaşık, fren pedalı, bardak şeklinde bir listeyi aklımızda tutmamız gerekiyorsa beynimiz otomobil, teker ve fren pedalını bir grup olarak kayıt eder. Mutfak eşyalarını ise ayrı bir grup olarak kayıt eder. Bu şekilde nesnelerin ortak özelliklerinden yola çıkarak aklınızdan gruplandırmalar yapabilirsiniz. Mesela baş harfi ortak olanlar, rengi ortak olanlar, kullanım alanı ortak olanlar şeklinde gruplandırmalar yapabilirsiniz. Eğitim hayatınız boyunca bu tür öğrenme teknikleri uygulamış olmalısınız. Gruplandırma ile kayıt ettiğiniz bilgileri yeniden çağırmanız (hatırlamanız) kolaylaşır.
5-Nimonik Yöntemi Kullanarak Hafıza Güçlendirme Teknikleri
Ezber edilmesi zor kavramları, ezberimizdeki (veya ezberleyebileceğimiz) kolay kavramlarla destekleme yöntemine nimonik denir. Nimonik kullanarak, depoladığımız bilgiyi geri çağırmamız kolaylaşır. Özellikle yazılı bilgilerin akılda kalabilmesi için başvurulan ve okullarda eğitmenlerin sık sık tercih ettiği bir yöntemdir. Nimonikler kullanarak hafızaya alma yöntemini, ezberlenmesi gereken listelerde sıklıkla kullanırız.
Nimonik Örneği: Gezegenleri güneşe olan yakınlığına göre sıralamanız istendiğinde “Meraklı Veli Dünya`dan Mars`a Jeton Satmaya Uçtu, Neden?” cümlesinden yardım alabilirsiniz.
- Meraklı = Merkür
- Veli = Venüs
- Dünya`dan = Dünya
- Mars`a = Mars
- Jeton = Jüpiter
- Satmaya = Satürn
- Uçtu = Uranüs
- Neden? = Neptün
Artık bu bilgiyi kolay kolay unutmazsınız. Çocuğunuz da unutmaz 😉 Gördüğünüz gibi hafıza güçlendirmek çok da karmaşık bir iş değil.
Çocuklarımızın hafıza gelişimine destek olmak için hafıza süreçlerine de hakim olmamız gerekir (Bu durum kendi hafıza güçlendirme çalışmalarımız için de geçerli). Hafızayı güçlendirme yolları aşağıdaki aşamalar göz önünde bulundurularak geliştirilmiştir.
Hangi Yaşta Hangi Kontrol Yapılmalı?


Anne babalar olarak çocuklarımızın büyüme gelişimleri sırasında her gün kafamızı meşgul eden sorularla mücadele etmekten kendimizi alamayız. Çocuğumun büyümesi yaşına uygun mu? Zihinsel ve bedensel gelişmeleri iyi mi? Duygusal gelişime yardımcı olabilmek için neler yapmalıyım? Fark edilmeyen bir hastalığı var mı?
Çocuk ve hatta sağlıklı bir yetişkinlik için büyüme ve gelişimin izlenmesi çok önem taşıyor. Sürekli gelişen ve durağan olmayan bir ölçüt olduğu için de sürekli takip edilmesi gerekiyor. Gebelikle başlayan çocuk sağlığı izleminin 0-18 yaş arası düzenli şekilde yapılması, çocuklarımızı hayata sağlam ve sağlıklı şekilde hazırlamanın yanında risklerini bilerek erken önlem alabilmeyi sağlayan çok önemli koruyucu bir yaklaşım olarak kabul ediliyor.
Bu izlemlerin, çocukların aşıları düzenli olarak yapılmasından risklerin belirlenmesine, beslenmesinden, ailevi genetik risklerini belirleme ve kazalardan korunmaya kadar çok geniş bir içeriği bulunuyor. Sağlıklı bir erişkinliğin temelinin sağlıklı bir çocuklukla başladığının altını çizen Dr. Armağan Oğuz, hangi yaşta nasıl bir takip yapılması gerektiğini anlatıyor…
İLK 3 YAŞ: Büyüme ve gelişmenin son derece hızlı olduğu yaşamın ilk üç yılındaki düzenli takip çok önem taşıyor. Doğum sonrası 2. ve 3. günlerde başlayan ilk ziyaretlerde bebeğin doğum sonrası kilo kayıplarının normal sınırlarda olup olmadığı ve sarılık izlemi yapılıyor, işitme testine tabii tutuluyor. Herhangi bir sorunu olmayan normal kilo trendinden giden bebekler 15. gün kontrolü ile devam ediyor ve koruyucu D vitamini replasmanına başlanıyor. Bu günlerde bebeğin doğum kilosunu yakalamış olması gerekiyor. İlk bir ay sonrasında aylık takiplere geçiliyor ve aşı takvime uygun olarak aşılanıyor. Aynı zamanda ilk 1 ya da 2. ayda kalça ultrasonu ile doğumsal kalça displazisi açısından izlenmesi, ilk 3 ay içerisinde göz muayenesinin yapılması da önem taşıyor.
9-10 aylık olana kadar aylık izleme gelen bebekler, yakın izlenmesi gereken herhangi bir sorunları olmadığı taktirde üç aylık aralarla izlenmesi yeterli oluyor. 2 yaşından sonra ise 6 aya bire çıkıyor. Bu tüm kontroller boyunca anne babaların endişelerini ve öğrenmek istedikleri konuları muayene öncesinde not etmeleri görüşmelerin kendileri için de verimli olmasına yardımcı oluyor.
3- 5 YAŞ DÖNEMİ: Bu dönemde yılda bir kez yapılacak kontroller sağlıklı çocuk izlemi için yeterli oluyor. Genel büyüme ve gelişimin takibinin yanında, beslenme, uyku düzeni, kişisel bakım alışkanlıklarının kazandırılması gibi değerlendirmeler yapılıyor. Ayrıca her yıl görme, işitme testleriyle ağız dış muayenesinin yapılması önem taşıyor. Üç yaş sonrasında kan basıncı kontrollerinin de başlaması gerekiyor.
6-10 YAŞ DÖNEMİ: Çocuğun okul çağı dönemini kapsayan bu dönemin başlangıcında yine işitme ve görme testlerinin tekrarı önem taşır: Bu dönem içinde her şey yolundaysa iki yılda bir yapılacak hekim kontrolü yeterli olur. Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması ve uygulanması büyüme ve gelişim için son derece önem taşıyor. İhtiyaç duyan çocuklarda vitamin desteği de sağlanabiliyor. Hızlı bir büyüme, gelişim ivmesinin sürdüğü bu dönemde çocukların skolyoz açısından değerlendirilmesi de erken müdahale açısından önemli. Çocuğun örgün eğitime uyumu, arkadaş öğretmen ilişkileri, öğretmenlerin görüşünün mutlaka hekime bildirilmesi gerekir. Yine okul öncesi ve okul döneminde görülen gece terörü, tırnak yeme, hiperaktiflik, tikler, yalan söyleme, çalma benzeri bu döneme ait davranış sorunları takipler sırasında gözden geçirilerek aileye bilgi veriliyor.
11-18 YAŞ DÖNEMİ: Ergenlik dönemini de kapsayan bu süre içinde de iki yıllık aralıklarla hekim kontrolü gerekiyor. Kızlarda meme gelişiminin başlaması ve cinsel bölgede kıllanma, erkeklerde ise genital bölge gelişmesi ve cinsel bölgede kıllanma ile ergenlik başlıyor. Ergenlik dönemindeki cinsel ve fiziksel gelişme daha erken tamamlansa da, psikolojik gelişimide içeren adölesan dönemi 18-20 yaşına kadar sürüyor. Bu dönemde çocukların uzman hekim tarafından mutlaka takip edilmesi gerekir. Bir sorunları olsun olmasın, fizik muayeneden sonra ergenin boyu ve kilosunun normal değerlerle karşılaştırılıyor. Bu dönemde kemik sağlığı yönünden sorunlar sık görüldüğü için kemik grafisi alınabiliyor. Kız ve erkek çocuklara tam kan tahlili yapılırken, kızlarda guatr mevcut ise T3, T4, TSH değerlerine bakılabiliyor.
Çocuklara İlaç Verirken Dikkat Edilmesi Gerekenler


Konu ilaç olunca bırakın çocukları yetişkinler dahi endişe ile kullanır. Son zamanlarda ortaya çıkan yüzlerce ilaç çeşidi bir yandan hastalıklardan kurtulmamıza yarıyorken diğer taraftan da doğru giden şeyleri bozabiliyor. Hele bir de ilacı içmesi gereken kişi çocuk olunca kullanılması gereken ilacın araştırılması gerekiyor. Çocukların bünyeleri yetişkinlere göre daha zayıftır. Bu yüzden onlara ilaç verirken bazı şeylere dikkat etmeniz gerekir.
SADECE DOKTORUN VEYA ECZACININ ÖNERDİĞİ İLAÇLARI VERİN
• Yetişkinlere yönelik olan ilaçları asla çocuğunuza içirmeyin.
• Reçeteli ilaçları, aile üyeleri de dahil olmak üzere diğer çocuklarla paylaşmayın.
• Eczaneden veya bitkisel ürünler satan yerlerden aldığınız grip ve öksürük ilaçlarını 2 yaşından küçük bebeğinize asla içirmeyin.
ALDIĞINIZ İLACI KENDİ ŞİŞESİNDE MUHAFAZA EDİN
• Eczacınıza aldığınız ilaç şişesinin çocuklar için güvenli olup olmadığını sorgulayın.
• Aldığınız bitkisel ilaçları, vitaminleri ve takviyeleri çocukların erişemeyeceği bir yere veya kilitli dolaplara koyun.
DOĞRU MİKTARDA İLAÇ KULLANIN
• Sadece ilacı ölçmek için kullanılan ölçüm kaşıklarını veya bardaklarını kullanın. Mutfağınızdan kaşık veya bardak kullanmamaya özen gösterin.
• Şırıngalar ve oral damlalıklar, dozaj kaşıkları ve ilaç bardakları kullanmanız önerilir.
• Çocuğunuza ne kadar ilaç verileceğinden emin değilseniz, çocuğunuzun doktoruna veya eczacınıza danışın.
• Çocuğunuza 1’den fazla reçetesiz öksürük veya soğuk algınlığı ilacı vermeniz gerekirse dikkatli olun. Aynı aktif maddeye sahip olabilir ve çocuğunuza zarar verebilir. Çocuğunuza Verdiğiniz İlaçların Bir Listesini Yapın
• Çocuğunuzun aldığı ilaçları takip etmek için “İlaç Listem” gibi bir ilaç listesi kullanın.
• Yaptığınız bu listeyi çocukla ilgilenen herkesle, anneanne-babaanne, çocuk bakıcısı ve okulundaki öğretmen, paylaşın.
ANLAMAK İÇİN PROSPEKTÜS OKUYUN
İlaç çocuklara verilecekse; ilacın aktif bileşenlerinin isimlerini, çocuğunuzun günde ne kadar ve kaç kez alması gerektiğini öğrenin. Bütün bunların yanında çocuğunuz ilaç alırken uyanık olmalıdır, çocuğunuz uykudayken ona ilaç vermeye çalışmayın bu durum boğulma vakalarına neden olabilir.
LİKİT İLAÇLARIN KULLANIMI
Çocuğunuza bu tarz ilaçları vermeden hemen önce şişeyi iyice çalkalayın ve verilecek miktar için kaptaki etiketi okuyun. Bebekler için; ilaca az miktarda anne sütü veya formülü koyun. Şişenin tamamına ilaç eklemeyin ve beslemeden önce ilacı verin. Bebek emzik emerken veya meme üzerindeyken, yanak tarafına ilacı küçük miktarlarda fışkırtın.
HAP FORMUNDA İLAÇLARIN KULLANIMI
Hapları yutamayacak çocuklar için; öncelikle tableti ezmenin veya kapsülün açılmasının problem olup olmayacağını eczacınıza danışın. Tamamsa aşağıdakileri uygulayabilirsiniz. Tabletleri, iki kaşık arasında, bir plastik torba içinde ve katlanmış kağıt arasında ezebilirsiniz. Kapsülleri ise açabilirsiniz ve içindeki tozu puding veya elma püresi gibi çok az miktarda yumuşak yiyecekle karıştırabilirsiniz. Çocuğunuzun tüm karışımı aldığından emin olun. Çocuklara ilaç vermek her zaman kolay değildir. Bu yüzden çocuklara karşı sağlam bir yaklaşım kullanın. Dürüst ve sempatik olmaya özen gösterin. Onlara ilaç alma ihtiyaçlarını açıklayın ve onun bunu başarabileceğini söyleyerek çocuğunuzu övün.
Oyuncaklar Sandığınız Kadar Masum Olmayabilir!


Bebek ve çocukların yaşamlarının merkezinde yer alan oyuncaklar, aynı zamanda gelişimleri için de anahtar rol oynuyor. Ancak motor becerileri ve zihinsel gelişimleri için önemli bir araç olan oyuncaklar, sandığımız kadar masum olmayabilir.
Özellikle de yabancı cisim yutma alışkanlığının çok sık görüldüğü 0-3 yaş arası yaş grupları için masum olmamanın ötesinde geri döndürülemez sonuçlara yol açabilir. Çocuk Sağlı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Sarı, küçük parçalı oyuncaklar ve yutma tehlikesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlatıyor.
BEBEKLERİN İLK OYUNCAKLARINI İŞLEVİNE GÖRE SEÇİN
Bu dönemde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, küçük parçalı olmaması ve bebeğin gelişimine hizmet etmesidir. Bunun için ilk oyuncaklar görme ve işitsel duyularına hitap etmeli, renkli ve ses çıkaran oyuncaklar olmalıdır. Çıngıraklar bu dönem için iyi bir seçim olacaktır. Sonrasında ise eliyle kavrayabileceği, yumruğundan daha büyük, ağız, burun ve kulağa kaçacak parçaları olmayan oyuncaklar tercih edilmelidir. Yürümeye başlamasıyla birlikte sadece sizin verdiğiniz oyuncaklar değil, keşfetme alanına giren her nesne onun için potansiyel bir oyun aracıdır. Bu durumda önlemlerinizi almakta fayda var. Bunun için bebeğinizin ulaşabileceği alanlardaki tehlike oluşturabilecek nesneleri kaldırın. Onu lego türü oyuncaklara yönlendirin ya da yürümesini hızlandıracak tekerlekli, itmeli çekmeli oyuncaklar tercih edin.
KEŞFETME MERAKI, YUTMAYA SEBEP OLABİLİR
Küçük çocuklar kendilerine yabancı gelen bu dünyayı keşfetmek, etraflarında gördükleri cisimleri tanımak isterler. Bu durum ise onların sürekli ellerine geçen nesneleri ağız, burun veya kulaklarına sokmalarına yol açabilir. Yaş gruplarına uygun seçilmeyen küçük parçalı oyuncaklar, potansiyel tehlike saçarak nefes borularına kaçabilir. Yabancı cisim aspirasyonları ve yutmalar, önlenebilir ancak bu konuda ebeveynlerin oyuncak seçimi yaparken ekstra dikkat etmesi gerekiyor.
EN ÇOK BU CİSİMLERİ YUTUYORLAR
Küçük çocuklar oyuncak olsun olmasın, buldukları cisimleri yutabilir. Çocukların en sık yuttuğu cisimler arasında bozuk para, misket meyve çekirdekleri, genelde oyuncaklarda kullanılan disk şeklindeki pillerdir. En sık yabancı cisim aspirasyonları ise kuruyemişler, mısır veya bakliyatlardır. Küçücük bir mısır tanesi bile nefes borusuna kaçtığında bebeğin nefesini kesmeye yetebilir. Bu yüzden kuruyemiş gibi taneli gıdaları ortada bırakmayın. Ayrıca küçük cisimlere karşı da önleminizi alın.
SORUNLAR, YUTULAN CİSME GÖRE DEĞİŞİYOR
Küçük çocukların yuttuğu cisim ve takıldığı bölge sorunun boyutunu belirliyor. Eğer ki, bozuk para, bir oyuncak parçası veya büyük bir meyve çekirdeği yemek borusunda takılırsa bu durum çocuğun tükürüğünü yutmasına engel olur ve ağzından salya akıtır. Sonrasında ise yemekleri yutması mümkün olmayacağı için ağzından geri çıkarır. Disk şeklindeki piller tehlike saçıyor. Çocukların yutması halinde 24 saat içinde çıkarılmazsa yemek borusunda yanık ve delinmelere yol açabilir. Eğer mide çıkışına takılırsa kusmaya neden olur. Her şeyin ötesinde erken müdahale edilmezse hayati bir tehlike yaratabilir. Disk piller dışında diğer cisimlerin takılması halinde boğulmalara yol açabilir. Bu cisimler fark edilmediğinde ise akciğerde geri döndürülemez sorunlara yol açabilirler.
EĞER MORARDIĞINI GÖRÜRSENİZ…
Yutulan cisimler her zaman belirti göstermez. Ancak ciddi bir durum söz konusuysa çocukta nefes alamama ve morarmalar meydana gelir. Böyle bir durumda en yakın sağlık kuruluşuna gitmelisiniz. Eğer cisim ağzında görülüyorsa ve alabileceğiniz durumdaysa tek bir hamlede almaya çalışın. Bu durumda çocuğunuzu korkutmayın ki, ani bir refleksle daha da yutmasın. Yutma tehlikeli boyutlara ulaşabileceğinden acil servise ulaşıncaya kadar hızlı bir şekilde ağız içi parmakla kontrol edilip cisim çıkartılmaya çalışmalısınız. Bunun için çocuk ayaklarından baş aşağı tutulup sırtına elle vurularak cismin çıkartılmasına yardımcı olunmalı ve solunum durması söz konusuysa ağızdan ağza yapay solunuma başlanılmalıdır. Ancak alamayacak durumdaysanız ellememek ve işi sağlık çalışanlarına bırakmak en doğrusu olacaktır.