Bahar geldi ve ardından yaz tatili… Bir okul yılı daha bitiyor.

Çocuklar, gençler şimdiden gün saymaya başladılar…

Dün kulak misafir olduğum iki gencin konuşmasına göre; bir buçuk ay kalmış okulların kapanmasına. Aslında bir ay denilebilirmiş. Zaten son on beş gün, okulun en eğlenceli günleriymiş. Sınav yok, hocalar daha serbest, ders disiplini daha az.

Hepsinden önemlisi olan ödevler ise yok denecek kadar az oluyormuş… İki gencin yalancısıyım desem-ki diyemem- kendi okul günlerime döndüğümde de aynı şeyleri konuştuğumuzu ve aynı duygulara sahip olduğumuz iyi hatırlıyorum…

Her baharın ardından üzerimize sinen rehavet, aklımızın derslerden çok dışarılarda olması, kocaman bir ders yılının bedenimizdeki yorgunluğu ve özlemle beklenen yaz tatili…

Peki tüm bunların bir öncesinde yer alan karne telaşına ne demeli?

Hangi dersin kaç geleceği, son sınavlarda kurtarıp kurtaramayacağımız. Arzu ettiğimiz notları alamadığımız derslerin son sınavlarına yüklenen umut ve çabalar. Öğretmenlerimizin velilerimizle yaptıkları son görüşmeler ve hakkımızdaki izlenimleri. Baharın tatlı yorgunluğuna eklenen bir sürü telaş kısacası… Kimi için mutluluk, kimi için mutsuzluk duyguları taşıyan…

Etrafları tüm bunlarla çevrelenmiş çocukların ve gençlerin tam da bu dönemde kendi kendilerine ve/veya aileleriyle kritik etmeleri gereken bazı unsurlar olmalı:

Nasıl bir akademik yıl geçirdim? Başarılı / başarısız olduğum alanlar nelerdi? En çok hangi konularda/kime ihtiyaç duydum?Neden? Nasıl bir ders programlaması içindeydim? Bu programın olumlu/olumsuz yanları nelerdi? Beni nasıl bir üst sınıf bekliyor?

Ve;

Nasıl bir yaz tatili geçireceğim?

Yaz tatilinde akademik programım ( ders tekrarlarım ) hangi zamanda, nasıl olmalı?

Şurası bir gerçek ki, tatil çok güzel…

Hemen hemen hiç bir öğrencinin ders çalışmayı bile aklından geçirmek istemeyeceği muazzam bir zaman.Bunda hepimiz hem fikiriz. Ama şurası da bir başka gerçek ki; Kocaman bir okul yılı içerisinde öğrenilen bilgiler, yine ardına eklenen ve hiç yadsınmayacak kadar büyük bir zaman dilimine yayılmış bir tatil içinde unutulmaya mahkum edilecekler. Ve tatilin ardından başlayan yeni bir okul yılı çok daha fazla ders tekrarları ve efor gerektiren bir yıl olacaktır. İyisi mi, yeni okul yılına sıkılmadan, daralmadan, iyi bir tatille birlikte dinlenmiş ama aynı zamanda karınca kararınca gerekli tekrarların yapılmış olduğu bir şekilde başlamak; daha akıllıca ve profesyonelce olacaktır.

Profesyonelce geçirilen her zaman, yaşama katılan artı bir değerdir. Öyle değil mi? Sevgiyle, Mürüvvet UYGUN Eğitim ve Öğrenci Koçu

Çocukken her tatilin son günlerini üzgün bir yüz ifadesi takınarak “Tatilin bitmesine az kaldı” cümlesiyle dile getirirdim. Annem de her seferinde “Olsun, bitsin ki bir daha gelsin.” diyerek beni teselli etmeye çalışırdı. Başarılı da olurdu. Çünkü, doğru bir söylemdi. Tatil bitiyor, okul başlıyor. Nihayetinde okul bitiyor, tatil tekrar başlıyordu; aldığımız her yeni yaşla birlikte tabii…

Her yaz tatili başlamasına yakın, ya da tatil başlar başlamaz “TATİL NASIL GEÇİRİLMELİ?” başlıklı yazıların ve sohbetlerin gündeme gelişi oldukça fazlalaşır. Tatile çıkmadan önce okulda öğretmenler, öğrencilerine dinlenmenin yanı sıra tatilde bir okul yılı süresince edindikleri bilgileri unutmamaları için tavsiye bilgiler verirler. Hatta kısmen bunu ödev/sorumluluk haline de dönüştürürler.

Bir öğrenci için “ Yaz tatili nasıl geçirilmeli? ”sorusunu ben, “Kaliteli, iyi programlanmış bir yaz tatili nasıl olmalı?” sorusuna dönüştürerek yazıma devam etmek istiyorum.

Bundan önce “Programlı bir tatil ne demek?” önce onu açıklamak isterim. Sonbaharla başlayıp kışla devam eden ve ardına baharı da alan okul sezonu, çoğunlukla öğrencinin kendi dışında programlanmış bir sezondur. Öğrenci, mevcut bulunduğu okulun sistemi ve belirlenen programı içinde okul yaşantısına devam edip, arta kalan diğer zamanını kendince programlayarak-ailesinin de desteği ve imkanlarıyla- geçirir. Kendince programlanan bu zaman, okul zamanının dışında kalan daha az bir zamandır. Çünkü önceliği okul ve belirlenmiş hedeflere yönelik ders ve diğer aktiviteler alır.

Hal böyle iken programlı bir sezondan çıkan öğrenci tatile büyük bir dinlenme- hatta çoğu öğrencinin algılayış şekliyle hiç kitap bile açmadan, dersin yüzünü bile görmek istemeden- arzusuyla girer. Hiçbir şekilde programlanmamış bir tatil sezonu, ilk başlardaki heves geçip, bir de biraz dinlendikten sonra zaman zaman yerini can sıkıntısına bile bırakabilir. Kaldı ki büyük şehirlerde çalışan anne babaların, çocukları gibi uzun zamana yayılmış tatil programları yoktur. Çocuklarıyla belli zaman diliminde yaşadıkları şehrin dışında tatil yapıp geri dönen anne babalar, kendilerinin biten ama çocuklarının devam eden tatil zamanını iyi organize etmeye özen göstermelidirler. İşte burada “Programlı tatil“ deyimi tam da yerine oturmaktadır.

Okul zamanı, zamanın çoğunu akademik program ve onunla ilgili içerikler alırken, tatil zamanı bunun tam tersi zamanın çoğunu eğlenmek, dinlenmek, keyifli vakit geçirmek vb. faaliyetler almalıdır. Geride kalan diğer küçük zamanlarda da öğrenilen, edinilen bilgilerin tekrar edilmesi, akademik egzersizlerin olması oldukça önem taşımaktadır.

Tekrar edinilmeyen bilgi, unutulmaya mahkumdur. Tatil süresince öğrenci bir taraftan yorulan beynini dinlendirirken, diğer taraftan geride kalmış olan okul sezonu süresince edindiği tamamını tekrar etme şansı olmasa da en temel akademik bilgileri tekrar etmeli, bir sonraki okul sezonuna kendini hazırlamalıdır.

İyi bir atletin başarısı, sezon süresince yaptığı ana antrenmanlardan çok, dinlenme zamanındaki küçük antrenmanlara bağlıdır.

Programlanmış ve iyi organize edilmiş bir tatil,

Kaliteli aktivitelerle programlanmış –ki burada “yaz okulları” iyi bir tercih olabilir, En temel akademik bilgilerin tekrarına yer verilmiş, Keyifli kitap okuma zamanlarının yer aldığı, TV zamanlarının seçici ve programlı bir şekilde organize edildiği, Aynı şekilde bilgisayarda geçirilen zamanların oldukça iyi organize edildiği,

en temel içeriklerle amaca ve hedeflere oturtulmuş bir tatildir.

Unutmamak gerekir ki, “Tek başına vakit geçirmek”, “Can sıkıntısıyla baş edebilmek” gibi güncel iki ana kavramın çocuklar açısından en iyi şekilde çözümlere kavuşturulacağı zamanlardır aynı zamanda tatiller, yaz tatilleri…

Sevgili anne ve babaların desteği ile tabi ki…

Tatil biter, sonra tekrar gelir ama değil mi?

Sevgiyle, Mürüvvet UYGUN Eğitim ve Öğrenci Koçu